Pregled posta

Adresa bloga: https://blog.dnevnik.hr/theatrelike

Marketing

ALTIM KESIM

Nenad Burcar

ALTIN KES0M

Sanmay1n ki, ben gerçekten basitçe yal1n ayakla resim çizer ve 1nan1n yal1n ayak olduum için hiç bir zaman hasta olmad1m diyerek iskeleden atlad1m.

Adam1n biri bana ölçercesine bakt1, güldü ve geriye çekilerek duvardaki resme bakarak dald1.

F1rçay1 b1rakt1m, bezle ellerimi temizledim ve kilisenin kap1s1na doru gittim.

Kil1senin hemen yan1nda küçük bir mezarl1k vard1.

Eski merdiveni saran taze kesilmiş yeşil çimenden gözlerimi göe çevirdim. Gözlerim uzakta bulunan tepeden sarkarcas1na duran bulutta tak1ld1. Güneş, ayak tabanlar1m1 y1pranm1ş yol taşlar1 ile 1s1t1yordu.

Arkamda duran adam “Allaha1smarlad1k!” dedi. Bir daha merakla kilisenin aç1k kap1s1ndan duvardaki resme bakt1 ve eski merdivenlerden uzaklaşarak gözden kayboldu.
Yeni boyanm1ş kahverengi ayakkab1s1n1n hoş g1c1rt1s1 sanki o selviler alt1nda park etmiş olduu k1rm1z1 “Renault 4 “ marka arabas1 yönünden geliyormuş gibi o selvilerin sessizliini tarif etmişti.

Uzakta bulunan beyaz1ms1 bulut ile mavimtrak tepe aras1na itilmiş alt1n top gibi güneşe doru dönüp hayale dald1m. Arkamdaki demir kap1 g1c1rdad1. Tek baş1ma kald1m.

Birkaç ad1m att1ktan sonra, kaba dokulmuş kilimden farks1z, keskin çimenin alt1nda sakl1 olan nemli topra1 hisettim. Derin nefes ald1m, bir süre öyle kald1m, sonra gösümü boşalt1rcas1na tüm nefesimi d1şar1ya doru üfledim.

Uzaa bakarak ayn1 şeyi bir kaç kez tekrarlay1p, kar1n kaslar1mda hafif bir gerginlik hissettim. Omuzlar1mda duyduum hoş bir bas1nç beni sanki harekete geçirdi ve kendimi bir kaç ad1mda mezarl11n duvar1 yan1nda buldum. O zamana kadar görünen da ile göü s1n1rl1yan çizgi, k1zg1n güneşin hareketi ile yanarak, gök birden karard1.

Çekildim ve ellerimi duvara dayad1m. Defalarca nefes ald1m, gözlerimindeki titrek arzuya ramen şimdi daha da karanl1kta bulunan o yanan alt1n resim yok olmuş, güneş yuvarlak şeklini kaybederek bat1yordu.

Kiliseye dönerek, içerisinin karanl1k ve ayd1nlanmam1ş haline gözlerimi al1şt1rd1m. Daha önceden sunak bulunan yerde b1rakm1ş olduum alt1n boyay1 arad1m. Hareketimle boyadan kat1laşm1ş ve rengarenk olan gömleim s1rt1mdan biraz kayd1. Bir yaz günü daha bitiyordu. Yeşil selvilerin önündeki çan kulesinin üstündeki haç güneşin son 1ş1nlar1 ile alt1n gibi par1ld1yordu.



Gözlerim ellerimdeki boya lekelerine ilişti. Parma1m1n ucuyle elimin ters taraf1nda bulunan ve k1lç1klara yap1şm1ş olan ince tabaka boyas1 üzerinden geçtim. Daha sonra sertleşmiş olan k1sm1ndan tutup çektim. Elimden, narin yak1c1 bir ac1 döküldü. Hafif bir baş dönmesi hisettim. Tekrar avuçlar1m1 mezarl11n taş duvar1na dayad1m. Gözlerimi kapad1m. Göz kapaklar1m1n latif a1rl11n1 hisettim.

Bir ay önce arkadaş1m1n bahçesinde mandallarla süslenmiş çamaş1r ipleri aras1na yakalanm1ş olan sabah güneşinin resmini yaparken boyas1z kalm1şt1m. Arkadaş1m bir kaç gün içinde yoldan dönecekti. Düşündüm ki eer bahçenin resmini yaparsam arkadaş1m çok sevinecektir. Akl1mca onun evinde beni kimse aramaz böylece gözden kaybolmuş olacak idim.

Sar1 boyas1z kald11m1 görünce arkamdan yanaşarak cebinden bir alt1n renk şişesi ç1kar1p uzatt1.

Nazikçe elime dokunarak “ Sanar1m bu da işine yar1yacak ” dedi.

Gözlerimi aç1p mavitrak tepenin bittii dorultuya, uzaa bakt1m. Tepenin üzerinde ufak bir bulut göründü. Hemen y1lan biçiminde olan çevreye, dört nala binmiş görüntüde kalan güneşin küçük bir parças1n1 ölçtüm. 0leride bulunan şeffaf, alt1n renkli başka bir bulut gözüme ilişti ve bu deişiklik beni çok memnun etti. Tepenin arkas1na saklanm1ş olan güneşin şimdi görünmeyen o parças1n1n vermiş olduu 1ş1k küçük bulutun sanki en uygun yerine yerleştirilmişti. Küçük bulut şimdi bulunduu yerden çok memnunmuş gibi en hoş bir yumurca1 and1r1yordu. O güneş 1ş1nlar1n1n s1cak bar1nda rahat ve sonsuz derecede sakinleşmişti.

Yeni hereketim hafifçe gömlein kumaş1n1 s1rt1mdan daha da kayd1rd1. Kumaş elimde kalan sertleşmiş boyaya tak1ld1. Biraz önceki letafet duygusu bana meçhul bir yasak gibi gömlei y1rtma güdümü yok etmei hat1rlatt1.

S1rt1m1 çevirmeden kiliseyi tüm olarak bütün hacmi ve genişlii ile hissettim. Akl1mdan hiç beklenmedik bir fikir geçti. Ellerimdeki boya lekelerine bakarak anlad1m. Bu kilisenin kulesinde saat yoktu. Hiç bir kuş sesi duyulmuyordu. Hiç bir k1rlang1ç uçup geçmiyordu. Tozlu yoldan kimse gelmiyordu.

El ve kollar1mdaki paz1lar1m gerildi ve duvara düşmemi önledi. Uyluk paz1lar1m da onlarla bir olup bedenimi dik tuttu. Bu arada az1m aç1k cierlerimi hava ile doldururken, h1zl1 giden şimdi tam sakl1 güneşle 1ş1nlanm1ş küçük bulutu gördüm. Küçük bulut görülmez gizginlerden b1rak1lm1şcas1na hareket ediyordu. Yolunu yeni boyanm1ş gökte, yükseklerden kayarak, mavi küçük göbeklerle zenginleştirilmiş, tepe ard1ndan gelen yeni 1ş1k çizgileriyle donat1lm1ş olarak devam etmee başlad1.

Karn1mdaki gerginlii yeni bir his kaplad1, s1cak nazik bas1nç art1k karn1mda deil biraz daha yukar1ya doru, kalbimin yak1n1na geldi. Delicesine nabz1m artmaya başlad1 ve bütün benliimi bir söz kaplad1. S1cak, a1r, alt1n harflerle akl1mda bir kelime yaz1yordu: BERABER.

Arkamda bulunan kilisenin tam boyunun bilinci enseme bas1nç yapt1. Sakin ve belli etmeden s1cak yaz akşam üstü vakti yordam1ndayd1.

Birkaç kere gözlerimi aç1p kapad1m. Sonra gene küçük bulutun uzaktaki beklenmedik hareketlerini ve bütün vücudumdaki kaslar1n titreyişini izlemeye başlad1m. Yavaş yavaş cierlerim genişledi. Gözümü k1rp1ş1 yar1m kald1 ve herşeyin durduunu hisettim.
Hala az1 aç1k, gösümde k1p1rdama olmadan, hayk1rmak üzere iken içimden hiç bir ses seda ç1km1y1ca1n1n fark1nda idim. Gene gözlerimi kapad1m.

Düşüncelerimde onun sorusu yank1land1 “ Niye bana aş1k oldun? “

Bana dokunan eli avuçlad1m ve gözlerinin içine bakt1m. Aç1k olarak hat1ralar1mdan arkadaş1m1n görünüşü belirlendi, onu kendim kadar iyi tan1rd1m.

“ Güzel insan1n arzular1 vard1r “, dedi.

“ Ben erkeim “ diye cevap verdim. O da elini avucumdan çekti.

“ Ama niye bana? “ diye sordu.

Ona bakarak, cevap vermedim. Karn1mda gerginlik hisettim.

Bir kaç gün sonra erkek arkadaş1m evine geri dönünce o gene geldi. Çabuk resimlerime göz at1p dedi:

“ Seni evime götüreceim! “

Sesimi ç1karmadan onu takip ettim. Geldiimizde memnuniyetle beni baştan aşa1 süzdü.

“ Yal1n ayak resim çizebilirsin “ dedi ve güldü.

Gelecek sabah beni meyve bahçesine ça1r1p boyalar1 önüme koydu.

“ Yedi günün var ” diye ekledi. 0ki saniye daha aaçlar1n aras1ndan bakt1 ve kay1s1 aac1n1n arkas1ndan yok oldu.

Ayakkab1lar1m1 ç1kartmaya başlad1m ve etraf1mda üzerinde resim yap1lacak şey arad1m.

“ Yan1nda olup seni koruyaca1m “ diye bahçeden duyuluyordu.

Selvilik yönünden esen hafif yel yanaklar1m1 okşad1 ve mezarl1a doru esmeye devam etti. Gözlerimi açt1m. Uzakta nazik küçük bulut yeni 1ş1kla ayd1nlanm1ş, bu sefer tepeden yüksek daha karanl1k olan göe doru yoluna devam ediyordu. Bir kaç kere daha gözlerimi aç1p kapayarak küçük bulutun büyümekte olduunu anlad1m. Hareket etmee çal1şt1m.

Vücudum kas1lm1ş, her kas1 durgun, s1ms1k1, kararl1 hareketsiz yerinde kald1. Art1k kaybolan güneşten uzak kararan ve büyüyen bulut şimdi da1n öbür taraf1na gitti.

Gösümün gerginliini hafiflettim. Yavaş, yavaş cierlerimdeki bütün havay1 d1şar1ya doru üfledim. Yeniden nefes almadan, durgun olarak gökteki küçük buluta bakt1m. Kenarlar1 darmada1n yavaşça büyümeye devam ediyordu.

Selvi dallar1nda bir şey hareket etti. Durgunca, göe doru uzaklara bakarak beklemeye başlad1m. Hemen sonra yanaklar1mda akşam rüzgar1n1n esintisini hisettim.

Üçüncü gün o geldi ve h1zla yapt11m resimleri inceledi.

“ Senin hakk1nda hiç bir şey bilmiyorum ” dedi.

“ Olum var “ dedim ve yüzüne bakmaya başlad1m. O da beni sesizce seyretti.

Sessizce “ Daha küçük, büyüyor” dedim.

“ Siz beraber deimisiniz? “ diye sordu.

Elimi uzat1p omuzuna dokundum. Gözlerini bana doru çevirdi, surat1ma soru dolu bak1şla bakarak dalg1n dalg1n sordu:

“ Bizim bunu yapmaya hakk1m1z var m1? “

Düşen erik, armut ve kay1s1, meyve bahçesi çimenlerimi kapl1yordu.

Uzakta yolun üzerinde ufak bir toz bulutu göründü. Birazdan art1k kilisede yaln1z olmayaca1m. Çabukça yolun en uzak noktas1na doru bakmaya başlad1m.

H1zla şekil deiştiren bulut kararan göün temelinde daha da büyümekteydi. Gözle görülür h1zla sanki içini kenarlar1na doru kopararcas1na yeni karmakar1ş1k şeklini
örümcek gibi dokuyordu. Demir kap1n1n g1c1rt1s1 duyunca arkama doru döndüm. Arkadaş1m uzun ad1mlarla taş merdivenden kilisenin girişine yaklaş1yordu.

Meyve bahçesinin içinden gelip, aaca yasland1 ve sessizce beni seyrediyordu.
“ Bugün yedinci, son gün “ dedi ve bak1ş1n1 indirdi. “ Şimdi gitmen gerekiyor “ diye yavaşça ekledi.

Yavaş, yavaş “Anlaşma böyle“ dedim ve ayaa kalkt1m.

Bana bakarak nazikçe sordu:

“ Umar1m bana dar1lmad1n, deil mi?”

S1cak mutluluk ve gurur soluu yüzümü k1zartt1. Sesimde inat ifadesi fark ederek ayaa kalkt1m ve ç1karken söyleyerek ekledim:

“Hayatta en sevdiim şey sen ve olumdur!”

Ç1plak aya1m1n alt1nda yumuşak, çürümüş kay1s1 hisettim. Olgun meyveyi yerden kald1r1p elimle kolayca s1kt1m. Elimi indirip 1slak meyveyi avucumdan düşsün diye b1rakt1m. Ona bakarak ayakkab1lar1ma elimi uzatt1m.

Sessizce “Seninle çocuum olsun isterdim” dedim.

Düşünceli düşünceli bana bakt1. Saatin vuruşlar1 duyuluyordu. Bar1mda s1cak yumuşak el sanki kalbimin tümünü sar1yordu.

Arkadaş1m1n sesi beni birden ürküttü “ Niye 1ş11 açm1yorsun?”. Neşeli, neşeli elini sall1yarak kilisenin kap1s1na geldi. Yukar1 doru gözlerimi çevirerek bakt1m ve yeşil ortama uymuş kilisenin tümünü kapsad1m. Şimdi kilise hac1n1n rengi mavimtrak renkte idi. Şiddetle, heyecanl1 düşünmeye başlad1m. Neredeyse sinirli olarak tüm kiliseyi bir daha gözden geçirdim ve durdum. Anlad1m. Kiliseye bakt11m yandan saatten başka çan kulesindeki kilise çan1 da görülmüyordu.

Kalbim sessizce şiddetle atmaya başlad1.

H1zla dönerek gene gözlerimi göe doru yönelttim.Uzakta akşam1n mavi ateşten oluşmuş bukleleri üzerinde karmakar1ş1k hali ile akşam1n içine doru büyümüş
olan bulutumun yan1n1nda yaramazca neşeli hoplayarak yeni bir küçük bulut ortaya ç1kt1. Akşam göünde k1z1l, k1z1l. S1rt1m1n arkas1ndan ç1n ç1n kilise çan1 duyuldu.

Gevrek sert çimen hoş bir şekilde dizimi kesti. Diz çöküp ve 1stavroz ç1kard1m. G1rtla1m1 temizledim ve anlad1m ki sesim geri gelmiş.

Sessizce “ Allah1m, şükürler olsun “ dedim.

Gökteki küçük bulutlar sanki bir ara durgunlaş1p gene sefahat içinde gök dans1na devam ediyorlard1.

Döndüm ve yavaşça şimdi içerisi ayd1nl1k olan kiliseye doru hareket ettim. Kiliseden gelen 1ş1kla ayd1nlanm1ş olan çimenin yeşillii akşam karanl11n1 ortaya ç1kart1yordu. Kilisenin içine girdim.

Arkadaş1m resmin önünde durmuş dikkatle inceliyordu. Ayak seslerimi duyunca döndü ve güldü.

“Ne adams1n, gelip 1ş1klar1 yakmasayd1m burda karanl1kta kal1rd1n”.

Yan1nda durup, ikimiz de gözlerimizi resme doru çevirdik.

Sonunda bana doru dönüp sessizlii bozdu ve memnun bir sesle ekledi:

“ Memnunum. Geçen gün bana yeni resimlerini gösterdiinde hemen seni ça1r1p bu resmi bitirmeme yard1mc1 olaca1n1 yan1lm1yad11m1 ş1p diye anlam1şt1m. Hiç bir şeyi bozmadan zaman1nda bitirmeme yard1mc1 oldun”.


Benden hiç bir cevap gelmeyince neşeli olarak devam etti:
“ Sen de yal1n ayak çizerken hasta olmam1şs1n”.

D1şar1dan kuş kanad1 ç1rpmas1na benzer bir ses geldi. Kilisenin aç1k olan kap1s1ndan yak1n1nda olan mezarl1k yönünden k1z1l1ms1 bir 1ş1k par1ldad1.

Arkadaş1m endişeli olarak d1şar1daki karanl1a bakt1 ve bana doru dönüp gülmekten kendini al1veremedi.

“ Adam1m, bu son aylar1 burada nas1l geçirdiimi biliyormusun? Düşünebiliyormusun mezarl1a birkaç metre yak1nl1kta gecenin karanl11nda, yaln1z resim yapmak ne biçimdi. Sen burda olmasan şimdi de korkard1m. Fakat Allaha şükür işi başar1l1 olarak bitirdik. Akl1ma gelmişken soray1m, rahibi gördün mü?”

“ Evet, akşamüstü buradayd1. Bana kal1rsa memnun gitti.”

Arkadaş1m çantas1n1 kald1r1p “ Bu çok iyi ” dedi. 0tinal1 bir şekilde sunak üzerindeki boyalar1n1 toplamaya başlad1. Birer birer çantaya koyarken şunu ekledi:

“ Düşünebiliyor musun burda dün bana ne oldu. Gece yaln1z iken birden bir ses duydum. Aman, çok korktum.”

Yapt11 işi kesip sözleri üzerimde nas1l etki b1rakt1 diye bakt1.

Sunaa yaklaş1p sordum:

“ Ne duydun?”

Eşyalar1n1 toplamaya devam edip gene durdu, dönüp surat1ma bakmaya başlad1.

“ Bak dinle, duyduuma ben de tam emin deilim. Allah üzerine yemin ederim ki duyduumun bir mesaj veya kimin için olup olmad11n1 bilmiyorum ama dün kilisede tam anlaş1l1r bir şekilde duyduum şey - YAKINDA sözü idi.”

Sorgulu bir şekilde bana bak1p cevap bekledi. Ayakkab1lar1m1n ve alt1n rengini ihtiva eden küçük boya şişesinin bulunduu suna1n alt taraf1na doru bakt1m.

Tam cevap vereceim anda gözüm kilisenin aç1k olan kap1s1na ilişti. Mezarl11n karanl11 üzerinde iki k1z1l 1ş1k daha par1ld1yordu.

D1şar1da rüzgar esmeye başlad1.

Kas1rga h1z1 ile akl1m onun yüzü ile doldu. H1zl1 h1zl1 onun şekli kalbimin her parças1na girmeye başlad1. Bak1ş1 gizlice baş1m1n her bir köşesini delicesine araşt1rarak sokuldu. Bir anda, çocukluumdan olan eski bir görüntü gözlerimin önüne gelip ikiye ayr1ld1. Akl1m1n her köşesine onun sesi k1vr1larak “ Sakin ol, sakin ol! ” diyordu. Onun narin bak1ş1 h1ş1rt1 ile düşüncelerime şekil vererek ve zaman içinde ald1rmadan da1t1rak zihnimde seyahatini devam ettiriyordu. Sesi “ Senin resmin benim resmimdir” diye vurgulad1. Akl1mda “ Sakin olman laz1m “ diye dalgaland1. “Resmi tasvir etmeye çal1ş! “ diye konuşyordu. “ Nas1l bir resim? “ diye sordum... “ Herhangi bir resim”.

O anda gerildim.

Cesaret vererek “ Kalp ve ateş “ diyordu sesi.

Sordum “ Peki, resmin parçalar1n1 nas1l bir araya getireyim?”

“ 0stek zamand1r “ diye yard1mc1 oluyordu.

D1şar1da ruzgar durdu.

Birden düşüncelerim sakinleşti. 0nan1lmaz kolay bir şekilde. Resimler görünmeye başlad1. Birden onun albümündeki fotoraf birleşti ve kad1n oldu. Çocuklar neşe içinde oyun alan1na koştular. Saat hoş bir şekilde vuruyordu, çan nazikçe duyuluyordu. Beklemenin kazançl1 olaca1n1 biliyordum.

Arkadaş1ma karş1 şiddetli, ölçülmez bir sevgi duyusuna kap1ld1m. Gülmeye başlad1m. Gülüşüm kilisenin duvarlar1ndan yank1lan1p kula1ma geliyordu.

Soru dolu bak1şla bir şey söylememi bekliyordu.

Hala gülerek a1r, a1r memnun hareketlerle alt1n boya şişesine elimi uzatt1m... Boya şişesi yar1s1ndan çok dolu idi.

“ Kafana takma, yar1n anlat1r1m “ dedim.




Hrvatça orjinalinden Türkçeye çeviren : Demir Bešireviĉ
S hrvatskog orginala na turski jezik preveo : Demir Bešireviĉ




Post je objavljen 03.05.2006. u 14:13 sati.